Potasyum

Potasyum

Mineraller, insan vücudundaki temel fizyolojik aktivitelerin sürdürülebilmesinde görev alan mikro besin öğeleridir. Vücutta gerçekleşen pek çok tepkimede kofaktör olarak enzim aktivitesini sağlayan bu mineraller, insan vücudunda sentezlenemediklerinden besinlerle birlikte vücuda alınmalıdır. Vücutta kalsiyum, sodyum gibi minerallerle birlikte en fazla miktarda bulunan minerallerden biri olan potasyumun temel işlevi, sıvı dengesinin sağlanmasıdır. Bu konuda sodyum ile birlikte çalışan potasyum, çeşitli nedenlerle yapılan kan testlerinin büyük bir kısmında ölçülen parametreler arasında yer alır. Potasyum yüksekliği veya düşüklüğü sıvı ve elektrolit dengesine doğrudan etki ettiğinden ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bazı durumlarda beslenme ile birlikte yeterli miktarda vücuda alınmaması ya da çeşitli sağlık sorunlarına bağlı olarak potasyum miktarının değişmesi, çeşitli belirtilere neden olabilir. Bu nedenle kan testlerinde mutlaka değerine bakılan potasyum, sağlığın korunması adına normal aralıklarda tutulmalıdır.

İçindekiler

Potasyum Nedir?

Potasyum İçeren Besinler Nelerdir?

Potasyumun Görevleri Nelerdir?

Potasyum Değeri Kaç Olmalı?

Potasyum Yüksekliği

Potasyum Düşüklüğü


Potasyum Nedir?

Besinlerin büyük bir kısmı az veya çok miktarda potasyum minerali içerir. İnsan vücudunun yapısında da en fazla yer alan minerallerden bir tanesi olan potasyumun seviyesi genellikle hastalıklara bağlı olarak düşüp yükselir. Bu durumlarda beslenme ile alınan potasyum miktarında düzenlemelere gidilmesi gerekir. Vücutta doku ve organların düzenli ve uyum içerisinde çalışması için çok büyük bir önem taşıyan potasyum, bir elektrolit türüdür. Genel olarak elektrolitler suda çözünerek elektrik yüklü iyonlara dönüşür ve bu özellikleri sayesinde vücutta küçük iyonlar şeklinde dağılır. Potasyum, diğer bir elektrolit olan sodyum ile bir arada hareket ederek vücutta sıvı dengesinin sağlanmasında görev alır. Sodyum ile potasyum karşılıklı olarak birbirlerinin etkilerini dengelerler. Vücut sıvılarında potasyum minerali düzeyindeki en küçük bir değişiklik, özellikle de fiziksel aktivite sırasında önemli etkiler meydana getirebilir. Beslenmenin yanı sıra özellikle böbrek hastalıkları, potasyum mineralinin vücuttan atılımını etkileyerek kandaki potasyum değerinde ciddi etkilere neden olabilir. Aynı zamanda sürekli kullanılan bazı ilaçlar da potasyum dengesini etkileyebilir. Herhangi bir nedenle potasyum değerinin değişerek normal aralıkların dışına çıkması halinde vücutta elektrolit dengesinin sağlanabilmesi için tıbbi müdahalelere ihtiyaç duyulabilir.

Potasyumla ilgili bir diğer kavram olan potasyum nitrat ise halk arasında güherçile şeklinde adlandırılan ve genellikle tarımda kullanılan gübrelerin içerisinde, ayrıca havai fişek gibi bazı patlayıcı maddelerde bulunur. Potasyum nitrat gübresi içeriğinin karıştığı besinlerin iyi temizlenmeden tüketilmesi, gübre ile kirlenmiş suların tüketilmesi toksik etkilere yol açabilmektedir.

Potasyum İçeren Besinler Nelerdir?

Potasyum, sebze ve meyvelerin içerisinde yüksek miktarlarda bulunan bir mineraldir. En çok potasyum içeren meyve nedir sorusunun kesin ve net yanıtı sarı meyvelerdir. Bunun yanında sebzelerde ve özellikle de sebzelerin haşlama sularında potasyum minerali bol miktarda yer alır. Bu nedenle böbrek hastalıklarında sebze yemekleri sınırlandırılır ve ilk haşlama suyu döküldükten sonra kullanılması önerilir. Meyve ve sebzelerin haricindeki besinler de değişen oranlarda potasyum içerir. Bunların haricinde en fazla potasyum içeren besinler ise şu şekilde sıralanabilir:

Ispanak, pazı gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler,

Marul, roka, maydanoz gibi yeşillikler,

Patates, havuç, pancar gibi kök sebzeler,

Muz, kavun, armut, kayısı gibi sarı renkli meyveler başta olmak üzere çoğu meyve çeşidi,

Kuru fasulye, nohut gibi baklagiller,

Ceviz, fıstık, badem gibi kuruyemişler,

Kurutulmuş meyveler,

Avokado,

Tam tahıllar ve bulgur,

Çay, kahve, kakao gibi besinler ve bunlarla hazırlanan içecekler.

Yukarıdaki besinler potasyumun başlıca kaynakları olarak tanımlanabilen yüksek potasyum içeren besinler grubuna dahil edilebilir. Bununla birlikte birlikte genel anlamda birçok besin çeşidinde az ya da çok miktarda potasyum mineralinin yer aldığı söylenebilir.

Potasyumun Görevleri Nelerdir?

Vücuttaki en temel minerallerden bir tanesi olan potasyum, pek çok kilit role sahiptir. Bu durum mineralin vücutta yeterli miktarda bulunmasının önemini bir kat daha artırır. Sodyum mineralinin etkilerini dengeleyen potasyum, tansiyonun yükselmesini önler, vücuttaki sıvı dengesinin korunmasında görev alır. Bunların haricinde potasyumun faydaları ve görevleri arasında şunlara da yer verilebilir:

Sinir sistemi için gerekli olan sinyal iletimini sağlar,

Elektrolit dengesini korur ve kan basıncını dengeler,

Beyne oksijen iletimini sağlayarak nörolojik fonksiyonların gerçekleştirilmesini sağlar,

Fazla su, alkol, şeker gibi maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında görev alır,

Kandaki besin maddelerinin hücre içerisine alınarak kullanılabilmesini sağlar,

Kalp kasının çalışmasını destekler ve böylelikle kalp sağlığını korur,

Kas faaliyetlerini yönetir, kasların sağlıklı şekilde kasılıp gevşemesini sağlar,

Büyüme ve gelişme sürecinde gerçekleşen reaksiyonlarda koenzim olarak görev alır,

Karbonhidrat metabolizmasındaki süreçlerde görev yapan pirüvat kinaz enzimini aktifleştirerek karbonhidratlardan enerji elde edilmesinde görev alır.

Potasyum Değeri Kaç Olmalı?

2019 yılında yayınlanan Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi’ne (TÜBER) göre yetişkin bir bireyin günlük kalsiyum gereksinimi 4,7 gramdır. Bu gereksinimin karşılanması ile sağlıklı bir bireyde kandaki potasyum miktarının dengede kalması sağlanır. Ancak bazı sağlık sorunları vücuttaki elektrolit dengesinin bozulmasına neden olarak kandaki potasyum düzeyinde düşüşe veya yükselişe neden olabilir. Yetişkinler için kandaki potasyum değeri ortalama 3,5-5,3 mEq/L aralığında olmalıdır. Bu rakamlar genel olarak belirlenen ortalama rakamlar olup testin yapıldığı laboratuvara göre referans değerler küçük farklılıklar gösterebilir. Bu nedenle yapılan kan testlerinde sonuçlar değerlendirilirken ilgili laboratuvarın referans aralığı dikkate alınmalıdır. 2,5 mEq/L altındaki potasyum değeri ventriküler fibrilasyon, 7 mEq/L üzerindeki değerler ise kalp kası açısından risk oluşturur ve bunlar panik değerler olarak kabul edilir. Herhangi bir sağlık taraması sırasında kandaki potasyum seviyesinin sağlıklı aralığın dışında olması halinde hekime danışılarak bu durumun nedeni hakkında bilgi alınmalı, gerekli görülmesi halinde daha ileri tanı testleri yaptırılmalıdır.

Potasyum Yüksekliği

Potasyum mineralinin kandaki değerinin yükselmesi veya düşmesi, birbirinden farklı birçok nedenden kaynaklı olabilir. Çoğu durumda hafif düzeydeki potasyum yüksekliği ya da düşüklüğü tıbbi açıdan herhangi bir anlam ifade etmeyebilir. Ağır egzersiz yapmak, bilinçsiz mineral takviyeleri kullanmak, basit bir enfeksiyon geçirmek gibi nedenler bu tarz değişimlere neden olabilir ve geçicidir. Ancak potasyum değerinde görülen belirgin uzun süreli yükseliş ya da düşüşlerde bu durumun altındaki nedenin araştırılması gerekir. Normal şartlarda yetişkin bireylerin kanındaki potasyum değerinin 5-5,5 mEq/L aralığında olması beklenir. Potasyum seviyesinin bu aralığın üzerinde olması, bir diğer deyişle potasyum yüksekliği tıpta hiperkalemi olarak isimlendirilir. Genellikle yoğun kas aktivitelerinden sonraki süreçte veya böbrek yetmezliği hastalarında hiperkalemiye rastlanır. Kronik böbrek yetmezliği hastalarına düzenli olarak yapılan diyaliz işlemi ile potasyumun fazlası kandan uzaklaştırılarak mineralin seviyesi normal aralıklarda tutulur. Potasyumun 6,5 mEq/L ve daha üzerinde tespit edilmesi ise şiddetli hiperkalemi kategorisine girer. Bu durumda kritik belirtiler görülmeye ve solunum, kalp ritmi, kas kasılması gibi işlevler bozulmaya başlar. Bunlara bağlı olarak felç ya da kalp krizi gibi ciddi komplikasyonların gelişme olasılığı söz konusudur. Böyle durumlarda potasyum minerali seviyesini düşürmeye yardımcı ilaçlar, potasyum içeriği sınırlandırılmış beslenme programları gibi tedavilerden yararlanılarak potasyum düzeyi derhal normale indirgenmelidir.

Potasyum Düşüklüğü

Tıpkı potasyum yüksekliği gibi potasyum düşüklüğü de istenmeyen ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Kandaki potasyum minerali düzeyinin 3,5 mEq/L altına inmesi hipokalemi şeklinde tanımlanır. Bu durum çok yaygın olarak bulantı ve kusma, ishal, idrar söktürücüler ve tansiyon ilaçlarının kullanımına bağlı olarak, bazı durumlarda da diyabet (şeker) hastalarında ketoasidoz tablosunun gelişmesi ile birlikte görülür. Böbrek üstü bezlerinden salgılanan aldosteron hormonunun seviyesinin yükselmesi de potasyum mineralinin vücuttan uzaklaştırılmasını sınırlandırarak hipokalemi gelişimine yol açabilir. Potasyum düşüklüğü durumunda kaslarda güç kaybı, kalp ritminde bozulma, iştah azalması, mide bulantısı ve kusma gibi semptomlar gözlenebilir. Felç ve kalp krizi gibi komplikasyon riskleri hiperkalemi gibi hipokalemide de söz konusudur. Belirgin hipokalemilerde potasyum minerali barındıran sıvıların damar yoluyla vücuda verilmesi, hipokaleminin hızlı bir şekilde düzeltilmesine yardımcı olur. Beslenmeye bağlı hafif düşüklükler söz konusu ise potasyum içeriği sağlıklı aralıkta olan beslenme planları önerilerek bireyin beslenme alışkanlıkları düzenlenebilir. Bu tarz yaklaşımlarda potasyum içerikli özel tuzlar da beslenme planına eklenebilir. Ancak bunlar uzman tavsiyesi ile kullanılmalı; bilinçsiz kullanımlardan kaçınılmalıdır.

Bir kan testi yaptırmış ve potasyum düzeyinizin normal aralıktan daha yüksek ya da düşük olduğunu gördüyseniz doktorunuza danışarak durum hakkında bilgi alabilirsiniz. Hekiminizin önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri alarak kan değerlerinizin normale ulaşmasını sağlayabilir, daha sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.